Blog

Paweł Pawlikowski
Filmlerinde Caz ve Varoluş

Blog
Paweł Pawlikowski Filmlerinde Caz ve Varoluş

09.01.2019

Yazı: Leyla Aksu

Ödüllü belgesellerinden uzun metrajlı kurgu filmlerine, yönetmen Paweł Pawlikowski kariyeri boyunca sinemaseverlere rüya tadında irdelemeler sundu. Fonlarında tarihi gelişmeler yaşanırken, akıcı ve gevşekçe örülmüş kurguları öne çıkaran yönetmen, 2013’te Oscar kazanan Ida ve bu yıl Cannes’da “En İyi Yönetmen” ödülünü alan son filmi Zimna wojna (Soğuk Savaş) ile yakın dönemde dünya çapında büyük beğeni yakaladı. Savaş sonrası Polonya’da geçen, etkileyici ve minimal bir monokromda çekilen bu iki hikâye, aynı zamanda sinemanın uzun soluklu caz geleneğini de zarif bir biçimde devam ettiriyor.

1927 yılında ses kullanımı ile seyircileri büyüleyen ve sinemada tarihi bir değişime imza atan Jazz Singer’dan (Caz Mugannisi) bu yana, caz türü beyaz perdede özel bir yer işgal etti. Kuralları çiğneyen bu müzik dünya çapında başkaldırı ve değişimin simgesi olurken, Polonya’da özel bir yankı buldu. Önceleri Stalin’in (ve 1980’lerde sıkıyönetimin) altında yasaklanan, daha sonra 1950 ve 60’larda yavaş yavaş demir perdenin arkasına sızan, özgürlüğün sembolü caz, ülkenin alt kültüründe kendine yer edindi. Aralarında Andrzej Wajda ile Roman Polanski’nin bulunduğu yeni dalga yönetmenler tarafından da benimsendi.

Tam bu dönemde, 1950’lerin sonunda Polonya’da doğan ve daha sonra 14 yaşındayken ailesiyle İngiltere’ye sığınan Pawlikowski, kendi sinema macerasına Dostoevsky's Travels (1991), Serbian Epics (1992) ve Tripping with Zhirinovsky (1995) gibi ödüllü belgesellerle başladı. Bunları takiben kurgu filmlerine geçişini 2000 tarihli Last Resort ile yaptı ve bunu eleştirmenlerce büyük başarı yakalayan My Summer of Love (2004) takip etti. Fakat Pawlikowski, gelişmekte olan kariyerine rağmen film yapımını bir meslek olarak benimsemektense, her zaman kendi hayatıyla paralel bir çizgide gördü. Sanatçı bu durumu şöyle açıklar: “Profesyonel bir film yapımcısı değilim, bu yalnızca hayatımın ufak bir parçası ve kendimi bu şekilde tanımlamıyorum. Filmi Polonya’da veya İngiltere’de ya da herhangi bir yerde yapmam o kadar da önemli değil. Filmler her zaman olduğum yerin, keşfettiklerimin ve kafamda olanların neticesi.”

Bu doğrultuda, 1960’lar Polonyası’nı fon olarak alan Ida için Pawlikowski kendi ülkesine ve kendi çocukluk yıllarına döndü: “Bu kendime yakın hissettiğim bir dönem, ama aynı zamanda da tarihimizde çok ilginç bir an. Savaştan sonra, Stalin ve polis devletinden sonra, bu ani olasılıklar patlaması geldi: Edebiyat, sinema ve en muhteşem modern klasik müzik. Tüm bu bastırılmış şeyler bir anda patlak verdi.” Filmi “Polonya’ya bir aşk mektubu” olarak tanımlayan ve bu dünyayı kurmak için kendi anılarından yararlanan yönetmen, hikâyeyi siyah-beyaz olarak, “o zamanı hatırladığı gibi” çekmeye karar verdi.

Film, büyük bir aile sırrını öğrenmek üzere olan genç rahibe adayı Ida’yı takip ediyor ve Pawlikowski’nin müzik kullanımı, yarattığı dünyanın temel bir unsurunu oluşturuyor. Yer verdiği şarkılar konusunda da “Birçoğu yalnızca küçükken kafama takılan, çocukluğumun pop şarkıları… Stalin’den sonraki hayat belirtileri gibi” diyor. Fakat film müziği olmadan, yalnızca anlatının parçası olarak kullanılan bu parçaların arasında, caz Ida’nın deneyimlerinin dışındaki dünyayı yansıtmak için kullanılıyor. Filmde işlenen John Coltrane’in “Naima”sı da Ida’ya özgürlük ve tercihlerin var olduğu bir hayatın olasılığını gösteriyor: “Caz müziğinde ruhsal olan bir şey var, özellikle “Naima” gibi bir ezgide... Ida’yı çelmek için kullanmak istediğim bir parçaydı. O bu şekilde aşık oluyor ya da saksafoncu Szymon’un dünyasına çekiliyor.”

Bu yılki Soğuk Savaş ise bizi bir kere daha bu yalın ve göz alıcı siyah-beyaz dünyaya taşıyor. Polonya’ya geri dönüşü hakkında ise yönetmen, “Bazen yaşla olan bir şey... Geçmişin ilgi çekici olduğunu ve bugünün anahtarını elinde tuttuğunu görüyorsun. Sanırım bir de bir sürü yarım kalmış işim var. Geçmişim, annemle babamın geçmişi, bu ülke... ” diyor. Pawlikowski, filmi için anne ve babasının hayatından ilham alarak, yılları ve coğrafi sınırları aşan fırtınalı bir ilişkiyi ele alıyor. Bu çerçevede müziği bir kez daha karakterleri Wiktor ve Zula’yı bir araya getirmek ve dış dünyayla temas ettirmekte kullanıyor. Film, karakterlerin örgüsüne ayna tutan melodik bir yolculuğa çıkıyor ve çiftin hikâyesini halk türküleri, aşk şarkıları, caz, rock ve blues ile içe içe örerken, “müzik tüm hikâyenin kutsal ruhu” oluyor.

Cab Caloway’den Billie Holiday ve Ella Fitzgerald’a, filmdeki her parça Pawlikowski tarafından seçildi ve sonuncusunun da ailesinde özel bir yeri var: “Ella’ya bayılıyorum ve o aynı zamanda babamın da en sevdiği şarkıcı oluyor. Böylelikle onun da filmde bir çeşit yankısı vardı.” Hikâyedeki Mazurek halk müziği topluluğu ise 1948’de kurulan ve günümüzde hala devam eden Mazowsze topluluğundan ilham alıyor ve grubun repertuarından seçilmiş parçalar filmde serpiştiriliyor. “Müziği her zaman dramatik açıdan bir karakter olarak kullanmayı seviyorum ” diyor Pawlikowski. Filmdeki çiftin ilişkisi gelişip değiştikçe, tema üzerine çeşitlemeler gibi bu parçalar da aynı şekilde tekrar tekrar farklı yorumlarla bize geri geliyor.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bizi Takip Edin
TR EN
Etkinlikleri etiketlere göre filtreleyin
15 NİS PZT
2

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Pamukkale Üniversitesi

18:00

Seminer Sanat Yönetiminde Güncel Durum

Çevirimiçi Platform – Zoom

16 NİS SAL
1

13:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Dokuz Eylül Üniversitesi

17 NİS ÇAR
2

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

İzmir Ekonomi Üniversitesi

18:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

İzmir Ekonomi Üniversitesi

18 NİS PER
1

18:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

19 NİS CUM
2

10:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Ege Üniversitesi

18:00

Söyleşi Gelenekselden Oyuna: Murat Palta Sanatında Oyun Kavramı

Akbank Sanat

20 NİS CMT
6

11:30

Çocuk Ne Olacağım Ben

Akbank Sanat

12:00

Çocuk Renkler ve Hayaller Atölyesi: T-shirt Boyama (7 - 11 yaş)

Akbank Sanat

13:30

Çocuk Renkler ve Hayaller Atölyesi: Kupa Boyama (6 - 10 yaş)

Akbank Sanat

15:00

Çocuk Desenler ve Tekrarlar Atölyesi: Op Art (9 - 14 yaş)

Akbank Sanat

15:00

Atölye Selçuk Yöntem ile Sahne ve Kamera Oyunculuğu Üzerine

Akbank Sanat

16:30

Çocuk Geri Dönüştürülmüş Kâğıtlar İle Kartpostal Yapımı (8 - 13 yaş)

Akbank Sanat

21 NİS PAZ
-
22 NİS PZT
2

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi

20:00

Seminer Sanat, Çocuklar ve Yaratıcılık Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

23 NİS SAL
1

20:00

Seminer Sanat, Çocuklar ve Yaratıcılık Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

24 NİS ÇAR
4

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Sakarya Üniversitesi

16:30

Atölye Nesneler, İhtiyaçlar ve Hileler (Yetişkin Atölyesi)

Akbank Sanat

18:30

Seminer Anksiyete

Akbank Sanat

20:00

Seminer Sanat, Çocuklar ve Yaratıcılık Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

25 NİS PER
5

13:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Kocaeli Üniversitesi

18:00

Seminer Müze Projesi: Mimar-Küratör-Sergi Tasarımcısı İş Birliği

Çevirimiçi Platform – Zoom

18:30

Seminer Tanınma Krizi: Duygusal Kapitalizmin Patolojileri

Akbank Sanat

19:00

Söyleşi Elektronik Dünyada Caz İzleri

Akbank Sanat

20:00

Seminer Sanat, Çocuklar ve Yaratıcılık Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

26 NİS CUM
2

18:00

Seminer Ra Atlas: Yeni Bir Başlangıç

Akbank Sanat

19:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Trakya Üniversitesi

27 NİS CMT
8

11:30

Çocuk Ne Olacağım Ben

Akbank Sanat

12:00

Çocuk Sanat Dengeler: Geometrik Desenler (5-8 yaş)

Akbank Sanat

13:30

Çocuk Sanat Yansıtır: Renkli Duygular (7-12 yaş)

Akbank Sanat

14:30

Film Uluslararası Dans Filmleri Seçkisi (14:30 - 16:00 Seansı)

Akbank Sanat

15:30

Çocuk Sanat Işıldar: Işıklar ve Gölgeler (7-12 Yaş)

Akbank Sanat

17:00

Çocuk Sanat Sürükler: İzlerin Peşinde (7-12 yaş)

Akbank Sanat

17:00

Film Uluslararası Dans Filmleri Seçkisi (17:00 - 18:30 Seansı)

Akbank Sanat

19:30

Film Uluslararası Dans Filmleri Seçkisi (19:30 - 21:00 Seansı)

Akbank Sanat

28 NİS PAZ
-
29 NİS PZT
2

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Kastamonu Üniversitesi

20:30

Dans Kaygılar Sahnesi

Alan Kadıköy

30 NİS SAL
3

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Çankırı Karatekin Üniversitesi

17:15

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Gaziantep Üniversitesi

18:00

Seminer Oynuyorum, O Halde Varım!: Oyunlarda Estetik ve Retorik

Akbank Sanat

01 MAY ÇAR
-
02 MAY PER
2

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Düzce Üniversitesi

18:00

Söyleşi Bağımsız Oyunlarda Sanat Yönetmenliği

Akbank Sanat

03 MAY CUM
3

11:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Çukurova Üniversitesi

14:00

Film 20. Akbank Kısa Film Festivali’nin Ödüllü Filmleri Üniversitelerde

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

18:00

Atölye Kimliğinizden Yararlanarak Benzersiz Oyunlar Oluşturmak: Kavram Oluşturma İçin Bir Gezi

Akbank Sanat

04 MAY CMT
1

15:00

Atölye İllüstrasyon ile Oynamak

Akbank Sanat

05 MAY PAZ
-

Etkinliği takviminize ekleyin

E-Bülten'e üye olun