Blog

Selim Evci ile Festivalin
15 Yıllık Yolculuğu

Blog
Selim Evci ile Festivalin 15 Yıllık Yolculuğu

25.02.2019

Röportaj: Tuba Altuntaş
İllüstrasyon: Saydan Akşit

Bu yıl 15.si düzenlenen Akbank Kısa Film Festivali'nin bu güne kadar kat ettiği yolu, ilk yıldan bugüne dek yaşanan değişimleri, adım adım büyüyen ve uluslararası bir boyut kazanan yapısı hakkında festival direktörü Selim Evci'ye sorularımızı yönelttik ve geçen 15 yıl içerisinde kısa film alanında nelerin gerçekleştiğini değerlendirmesini istedik.

Akbank Kısa Film Festivali 2004 yılında sadece bir yarışmayla başlamıştı ve o sene Türkiye’de ortalama 80-90 kısa film yapılmıştı sadece. Festivalle birlikte artan talep ve ilgi bugün AKFF’i birden çok bölümün bulunduğu, yeni projelerin kolektif bir şekilde hayata geçtiği dünya standartlarında bir festivale dönüştürdü. Festivalin 15. yılında, bu karşılıklı büyümeyi ve genel olarak festivalin dönüştürdüğü/değiştirdiği etkiyi anlatır mısınız?

Evet, 2004 yılında başladığımızda Türkiye’de üretim sayı olarak daha azdı, fakat yine de sıcak bir hareketlilik vardı ilgi açısından. İlk yılda da gösterimler çok kalabalıktı. Üretimin azlığı, zorluğundan kaynaklanıyordu tabii, zaman içinde teknoloji film yapmak isteyenin lehine çalıştı, teknik meselelerle uğraşmak daha baş edilir bir hale geldi. Festivaller kısa filmlerin yaşam alanı, bu gibi seyirciye ulaşma mecraları arttıkça üretim de artacaktır. Bir hedef oluyor festivaller, üreten için kendini sınama alanı, paylaşma alanı, kabullendirme alanı. Bizim de festivalde ilk yıldan itibaren, keşfetme ve öne çıkarma hedefimiz oldu. Tüm bunlar kısa film kültürüne katkı sağlıyordur diye düşünüyorum.

2004’te Akbank Kısa Film Festivali hayata geçerken ve siz de buna katkı sağlayanlardan biri olarak direktörlüğünü üstlenirken koyduğunuz hedefler ya da uzun planda tahminleriniz var mıydı? Varsa bugün onların neresinde festival?

Biz hedeflerimizi başlangıçta ulaşabileceğimiz noktalarda belirledik, her zaman küçük adımlarla aşamalı ve zamana yayılan bir büyüme planladık. Zaman içinde bölümlerimiz arttı, yarışmalar arttı, uluslararası boyut kazandık. Bu büyüme süreci hala devam ediyor. Eksiklerimiz var, yapmak istediklerimiz var, örnek aldığımız festivaller var, sinemanın değişimi var, tüm bunların eşliğinde bir festival kimliği oluşturup korumaya çalışıyoruz. Fransa’da 40.sı düzenlenecek olan Clermont-Ferrand festivali gibi kısa filmin kalbinin attığı bir dünya festivali olmak isteriz tabii. Son 2 yıldır dünyadan gelen film sayısının Türkiye’den fazla olması, 40 farklı ülkenin kısa filmlerini  programlayabiliyor olmamız yol katettiğimizi hissettiriyor.

Bizim ilk yıllarda mücadele ettiğimiz konu kısa filmin amatör bir uğraş gibi görülmesiydi ve bu aşıldı. Kısa filme sinemanın laboratuvarı gibi, lokomotifi gibi baktık her zaman. Keşif ve öne çıkarma bizim için çok önemli. Keşfetmenin yanı sıra, değerli olan ve saklı kalmış bir işi göz önüne getirmek de önemsediğimiz bir şey.

On beş yıldır direktörlüğünü sürdürdüğünüz Akbank Kısa Film Festivali’nde geçmiş yıllardan sizde çok sayıda hikaye ve tespit birikmiştir. Türkiye sineması bu süreçte gelişti, uluslararası düzeyde de mesafe kat etti. Edindiğiniz çok sayıdaki tespit ya da anı vardır elbette ama aralarından festivalin 15 yılını özetleyecek ve bizi aydınlatacak/şaşırtacak birkaç örnek paylaşır mısınız?

Benim için festival çok özel bir yerde, film üreten biri olarak, sevdiğim beni besleyen çok yanı var. Hikayeler de var; Mesela Tolga Karaçelik; ilk kısa filmini çekip bize gönderdiğinde henüz kendi bile farkında değildi belki iyi bir film yaptığının. Tolga’yla telefon görüşmemiz olmuştu, ben filmini çok başarılı bulduğumu söylediğimde, “Emin misiniz, benim çok beğendiğim bir iş olmadı aslında” demişti. Telefonda onu iyi bir yönetmen olduğuna inandırmaya çalışıyor gibiydim. Zaman içinde Tolga’nın yaptığı başarılı filmlere tanıklık etmek güzel bir duygu.

15 yıldır sürdüğünüz ortak akıl sayesinde Akbank Kısa Film Festivali’nin bir kimliği oluştu. Siz bu kimliği nasıl tanımlıyorsunuz?

Sinema sanatı içinde kısa filmin yerini önemseyen, kısa film yönetmenlerine iyi potansiyele sahip sinemacılar gözüyle bakan. Göz önünde olanla, saklı kalan iyi işlerin dengesini harmanlayabilen bir yapımız olduğunu düşünüyorum. Bizim için en önemli şey, keşfetmek ve öne çıkarmak.

Bu sene festivalde bizi neler bekliyor? Geçen senelerden farklı olarak 15. Yılına özel festivalde ne gibi yenilikler mevcut?

15. yılda rekor bir çeşitlilik var, toplam 40 ülkeden 111 kısa, 3 uzun metraj film. Hem kısa hem uzun çekmiş çok önemli konuklar, Elite Zexer, Nebojsa Slijepcevic, Mehmet Can Mertoğu, Gordan Matic , Hazar Ergüçlü, Ercan Kesal, Yekta Kopan, söyleşiler, atölyeler ve daha fazlası bu yıl festivalde.

Festivale her sene sayısı giderek artan kısa film başvurusu oluyor. 15 yıldır festivalde yarışan filmler belirli kriterlere göre değerlendirilip ödüllendiriliyor. Sizce bu süreçte belli kriterlerin dışında bir duyguya ya da görselliğe sahip/sıra dışı özelliğiyle aklında yer etmiş filmler hangileri?

Çok fazla film var, hepsi aklıma gelmeyebilir ama eskileri düşündüğümde, Fatih Kızılgök’ün Toz filmi mesela, atmosferi, duygusu oldukça etkiliydi. Kartal Gür’ün kısacık filmi, Hesap Kitap etkiliydi. Aslında bir meseleyi ele alış biçimi, yönetmenin yorumu çok önemli oluyor. Aşağı yukarı konular aynı, farkı yaratan yorumlama ve bakış açısı.

Festival aynı zamanda yeni isimlerin keşfi için de büyük bir imkan sağlıyor. 15 yıl içinde festivalin en büyük kazançlarındandır dediğiniz isimler? Festivalin Türkiye sinemasına kazandırdıkları neler?

Festivallerin yönetmenlere cesaret verdiğini düşünüyorum. Can Evrenol, Rezan Yeşilbaş, Belma Baş, Kaan Müjdeci, Mehmet Can Mertoğlu gibi kısa film dönemlerinden önemsediğimiz başarılı yönetmenlerin sayısı oldukça fazla.

Bir kısa film festivali direktörü olarak mutlaka takip etmemiz gereken dünyadaki kısa film festivalleri önerir misiniz?

Fransa’da düzenlenen, Clermont Ferrand. Bu yıl 40.sı düzenlenecek olan festival kısa filmin en önemli festivali. Ayrıca İsviçredeki Winterthur çok keyifli bir kısa film festivali. Bunlar kısa film gösteren festivaller. Bunların yanı sıra, Cannes, Venedik, Berlin, Locarno, Sundance, Palm Springs, Guanajuato gibi uzun metraj festivallerin kısa film bölümleri de son derece başarılı.

Keşifçi bir festival olarak son 15 yılda katılan yönetmen ve filmlere baktığınızda -bu biraz da gelecekte bizi bekleyen sinemanın kaba hatlarını ve karakterini oluşturacak tüyolar içeriyor aslında- bizi geleceğin sinemasında nasıl bir anlayışın etkileri bekliyor? Ortak bir dil elbette mümkün değil ama ana hatlarıyla geleceğin sinemasını belirleyecek isimler bize nasıl bir sinema anlayışı vadediyor?

Teknolojinin gelişimiyle teknik sorunlar baş edilir hale geldi. Artık mobil telefonlarla dahi çekilen filmler önemli festivallerde gösterilebiliyor. Dünya değişiyor, iletişim o kadar hızlı ve yoğun ki, dil olarak yalnızlık filmleri bu çağda demode, romantik kalabiliyor. Gerçek olaylar, hayatlar sinemayı beslemeye devam ediyor. Öte yandan insan ruhunun bilinmezliği, gizemi, hala ulaşılmaz bir şekilde karşımızdayken, sinemanın en temel meselesi yine insanın kendisi olacaktır.

Festival dışı bir sorumuz da var. Üniversitede sinema dersleri veren, kendi filmleriyle uğraşan, festival direktörlüğü yapan, daha çok sinemanın sanat kısmıyla ilgilenen biri olarak, kısa-uzun diye ayırmadan bugünkü Türkiye sinemasını, sektörü, alınan kararlar ve uygulamaların etkilerini, güncel sinemamızın dünyadaki yansıması ve nasıl bir dönemden geçtiğimizi sizin gözünüzden öğrenebilir miyiz?

Açıkcası kendi üretimimle daha fazla ilgileniyorum. Sektörler, alınan kararlar, uygulamalar, dünyanın tüm ülkelerinde çok benzer şekillerde yaşanıyor. Tüm bunlar olurken üreten üretmenin yolunu bir şekilde buluyor. Sinemanın gücü de burada. Türkiye’de her zaman iyi filmler çıkaracak potansiyelin olduğunu düşünüyorum. Dünyadan Türkiye’ye bakıldığında fena durumda değiliz, hareketli bir sinemamız var.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bizi Takip Edin
TR EN
Etkinlikleri etiketlere göre filtreleyin
29 EYL PZT
-
30 EYL SAL
3

18:00

Konser Ahmet Ali Arslan “Manastır”

All Saints Moda Kilisesi

18:30

Söyleşi Beni Bu Şarkılar Mahvetti: 35. Akbank Caz Festivali Özel

Bant Mag. Havuz / Bina

21:00

Konser Sista Sound presents: Özge Ürer, Deniz Taşar, Kamucan Yalçın & Ana Flávia

Bant Mag. Havuz / Bina

01 EKİ ÇAR
4

19:30

Konser Joel Lyssarides & Georgios Prokopiou

Arter

21:30

Konser Caz Kulüpleri Gecesi: Berkay Sümbül Quintet

Bova

21:30

Konser Caz Kulüpleri Gecesi: Yeşim Pekiner Quintet “Reflections on a Jade”

Nardis Jazz Club

21:30

Konser Caz Kulüpleri Gecesi: Batu Şallıel and İstanbul Swing Cats

Pera 77

02 EKİ PER
2

20:30

Konser Chief Adjuah

Zorlu PSM, Turkcell Platinum Sahnesi

22:00

Konser Niechęć "Distaste"

Frankhan

03 EKİ CUM
2

20:30

Konser Jazz Meets Rap

Alan Kadıköy

21:00

Konser All Night Jazz: Jitwam (DJ Set), Grup Ses (DJ Set)

Frankhan

04 EKİ CMT
5

11:00

Çocuk Atölyesi Çılgın Çocuk Orkestrası (9-12 Yaş)

Akatlar Kültür Merkezi

13:00

Söyleşi Caz Ağı Paneli: Türk Medyası Caz Ritmini Yakalayabiliyor mu?

Salon İKSV

13:00

Atölye Üretim Kaydı ile Müzik Yolculuğunun Kaydını Tutmak Atölyesi

Zuhal Müzik Kanyon

20:00

Konser Ali Perret “Octopus Band”

Akatlar Kültür Merkezi

21:30

Konser Enji

Salon İKSV

05 EKİ PAZ
3

11:00

Çocuk Atölyesi Çılgın Çocuk Orkestrası (6-9 Yaş)

Bağlarbaşı Kültür Merkezi

15:00

Söyleşi Caz Tarihinin Dönüm Noktaları

Bağlarbaşı Kültür Merkezi

19:30

Konser Önder Focan & Yavuz Darıdere "Legendary Hammond Trio" ve Konukları

Bağlarbaşı Kültür Merkezi

06 EKİ PZT
-
07 EKİ SAL
3

21:30

Konser Caz Kulüpleri Gecesi: Ömercan Şakar "Project OM 4.0"

Nardis Jazz Club

21:30

Konser Caz Kulüpleri Gecesi: Sinem İslamoğlu Group “Neo-Soul Vibes”

Pera 77

21:30

Konser Caz Kulüpleri Gecesi: Dilan Balkay

Bova

08 EKİ ÇAR
2

20:30

Konser RYMDEN (Bugge Wesseltoft, Dan Berglund, Magnus Öström)

Zorlu PSM, Turkcell Platinum Sahnesi

21:30

Konser Alfredo Rodriguez & Pedrito Martinez

Babylon

09 EKİ PER
2

19:30

Konser Mehmet Uluğ Gecesi: Adam Rudolph's "Invisible Threads" feat. Okay Temiz & Hacı Tekbilek

Arter

21:30

Konser Jaubi

Salon İKSV

10 EKİ CUM
2

20:30

Konser Eliane Elias

Zorlu PSM, Turkcell Platinum Sahnesi

22:00

Konser Kinga Głyk

Frankhan

11 EKİ CMT
4

13:00

Söyleşi fugamundi x Hakan Bıçakçı Caz Dinleme Kulübü: Caz ve Sinemada Gerilim

Postane İstanbul

15:00

Söyleşi Edebiyat ve Caz

Arter

20:30

Konser Bohren Und Der Club Of Gore

Borusan Müzik Evi

20:30

Konser The Brandee Younger Trio

Zorlu PSM, Turkcell Platinum Sahnesi

12 EKİ PAZ
1

20:30

Konser Aaron Parks Little Big

Zorlu PSM, Turkcell Platinum Sahnesi

13 EKİ PZT
1

20:00

Öğrenme Programı Sanat ve Çocuklar Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

14 EKİ SAL
1

20:00

Öğrenme Programı Sanat ve Çocuklar Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

15 EKİ ÇAR
1

20:00

Öğrenme Programı Sanat ve Çocuklar Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

16 EKİ PER
1

20:00

Öğrenme Programı Sanat ve Çocuklar Üzerine Farklı bir Bakış

Çevirimiçi Platform – Zoom

17 EKİ CUM
-
18 EKİ CMT
-
19 EKİ PAZ
-

Etkinliği takviminize ekleyin

E-Bülten'e üye olun