27.09.2021
Röportaj: Biçem Kaya
Doğal şekillerde bulunan “Denge”: Kamufle & Lara Di Lara
2 Ekim Cumartesi günü 31. Akbank Caz Festivali kapsamında Müze Gazhane sahnesinde dinleyeceğimiz Kamufle & Lara Di Lara, pandemi döneminde hayat bulan ilk ortaklıkları Denge, yeniden sahnede olmak ve ortak üretim pratiklerine dair sorularımızı yanıtladı.
Haziran ayının ilk günlerinde Denge EP’sini paylaştınız. A-Bacchus, Da Poet, Barış Demirel gibi isimler de bu çalışmada yer aldı. Bir araya gelip bir EP kaydetme fikri nasıl ortaya çıktı?
Lara Di Lara: Çok planlamadan ve doğal bir şekilde başladı. Kamufle ile birbirimizi müzik yoluyla elbette tanıyorduk ama birebir hiç tanışmamıştık. İkimizin de ayrı ayrı konuk olduğu bir Da Poet konserinin kulisinde tanıştıktan sonra, enerjilerimiz tuttu ve arkadaş olduk. Sonrasında aslında epey de hızlı bir şekilde kendimizi birlikte müzik yaparken bulduk! Başlayınca da değerli müzisyenlerle birlikte gerisi aktı gitti.
Kamufle: Ben zaten Dilara'yı 123 zamanlarından beri biliyordum. Babylon kulisinde ilk defa yan yana geldik ve ben Dilara ile beraber bi single yapmak istiyordum. Dilara’ya 4-5 adet beat gönderdim sonra o 4-5 beat 45 beat’e çıktı ve tamamen doğal bi üretim ve muhabbet sürecinde bulduk kendimizi. Evlerimizde uzaktan demolar göndererek aranjeler yaparak Denge’ye kavuştuk. Ve çevremiz de ki müzisyen dostlarımızla bu projeyi alladık pulladık.
Birbiriniz kişisel üretimlerinde sizi cezbeden, birlikte üretmeye iten ne gibi nüanslar var?
L: Kamufle’nin gerçek bir müzik insanı olduğunu düşünüyorum. Çevrede olan biten bir sürü kalıplaşmış ve birbirine benzer üretimleri takip etmek yerine her zaman kendi dünyasında sesler peşinde biri oluşu beni etkiliyor ve memnun ediyor. Müziklerimiz farklı olsa da hissiyat ve müziğe yaklaşım olarak kesiştiğimize inanıyorum. Birlikte çalışmamızda sağlam bir arkadaşlık kurmamızın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Farklı yollara girmekten, yeni şeyler denemekten çekinmeyen iki insan oluşumuz birlikte üretimimizin en belirleyici özelliği olabilir.
K: Dilara'nın tamamen kendine has bir müzik stili olduğuna inanıyorum. Söz yazımındaki derinlik ve gözlem kabiliyeti bence çok nadir görülen bir yetenek. Su gibi bir vokal ama o dinginliğin içinde tıpkı rap müzikte olduğu gibi tehlikeli bir isyan arınıyor. Bence ikimiz de ruhani olarak aynı yolun yolcusuyuz. O bakımdan kader ağlarını Denge EP ile örüverdi.
Denge’de iki farklı üslubun bir aradalığının yarattığı bir dinamizm var. EP’deki bu atmosfer söz yazımı ve besteleme de nasıl bir karşılık buldu? Üretim süreciniz nasıldı?
L: Kendimizden şaşmayıp olduğumuz gibi kendimizi kattığımız için bence bu dinamizm yansıyor. Hiçbir şeyi zorlamadan, kendi üsluplarımızı devam ettirerek bir akış yarattık. Bu akışta fikir alış verişleri, anahtar kelimeler, bazen cümleler, uzun sohbetler, buluşmalar parçaların sözlerini doğurdu. A-Bacchus’ün altyapıları müzikal yolu çizen temel taşlardan biri oldu. Da Poet ve Barış Demirel’in harika dokunuşları da EP’nin tamamlayıcı taşları. Bu yaratım süreci yarı dijital ortamda yarı fiziksel ortamda gerçekleşti diyebiliriz sanırım. Pandeminin de etkisiyle, bir araya gelmenin daha zor oluşu bizi zaman zaman bilgisayar başına itmek durumunda kaldı.
K: Pandemi sürecinde olduğumuz için vokal kayıtlarımızı kendi evlerimizde kaydedip birbirimize gönderdik. Bu aslında ilk defa beraber müzik yapacak iki insan için riskli bir durumdu ama yağ gibi aktı gitti şarkılar. Kısıtlamaların ufak ufak azalmaya başladığı dönemlerde ise yan yana gelip revizeler yapma fırsatımız oldu. A-Bacchus altyapıları üzerine Yiğit Avcı'nın klavye kayıtları, Barış Demirel'in trompet eşlikleri ve Da Poet’in “Hissizleşmiş” şarkısında attığı scrtachler aranje edilerek Denge EP’yi muadili olmayan bir proje hâline getirdi.
Melih Kun’un yönetmenliğinde “Hissizleşmiş”i bir kum ocağının peyzajında, “Gidesim Var”ı ise İstanbul’un keşmekeşine bulanmış hâlde video klipleriyle izledik. Telefon kamerasıyla çekilmiş olmaları da dikkat çekici. Görsel eşlikçilerin yaratımında siz ne ölçüde rol alıyorsunuz?
L: Videoların görsel dünya sürecinde kendimizi Melih’e teslim ettik açıkçası. O tarafın yaratıcısı tamamen kendisi ve süper ekibiydi. Birkaç Zoom toplantısıyla fikirleri konuşup aksiyon aldık. Telefon kamerasıyla bu farklı dünyaları yaratabilmiş olması da ayrıca hayranlık yarattı pek tabi.
K: Ben ilk etapta telefonla çekileceği için tedirgindim. Melih ve ekibi çok güzel bir iş çıkardı. Şarkıları çok iyi analiz edip vermek istediğimiz mesajları görsel olarak çok iyi bir seviyeye çıkarttılar.[1]
Pandemi sırasında Bant Mag. için bir araya geldiğinizde yalnız kalarak da müzik yapabildiğinizi keşfettiğinizi belirtmiştiniz. Aslında bireyselliğin gücünü fark ettiğiniz sırada bir ortak projeye imza atmış oldunuz Denge ile. İleride bir albüm de gelir mi? Bu ortaklığın geleceğine dair nasıl hayalleriniz var?
L: Evet, bireyselliğin gücünü kesinlikle bir kez daha kuvvetli bir şekilde yaşadım ben açıkçası. Normal şartlarda da alışkın olduğum bi şey olsa da elinde olmayan sebeplerden dolayı yalnız kalmak ve bunun sınırları içerisinde yaratmaya çalışmak benim için pozitif bir deneyimdi. Bu bireysellik bir yana, birlikteliğin gücünün de bambaşka olduğunu deneyimleyebilmiş biri olarak, “şartlar madem bizi evlere sokuyor bu şekilde de neden birlikte olunamasın” diyerek Kamufle ile Denge’yi yarattık. İlerisi için planlarımız var kesinlikle evet! Bir albüme çalışmaya başladık bile. Diğer yandan da sonunda konser verebilir bir ortama gelmiş olmanın verdiği heyecanla Denge konserlerine başladık. En büyük hayalimiz ilk etapta turneye çıkmak ve dinleyiciyle daha sık buluşmak!
K: Ben çok küçük yaşlardan beri rap müzikle uğraşıyorum ve bireysel gücün farkındalığını en iyi bilenlerdenim diyebilirim. Sürekli kendi yağımda kavrulmayı öğrendim yıllar içinde ama aynı zamanda bir hip hop topluluğunda olduğum için aynı dünyada birçok yoldaşımla müzik yaptım. Başka bir boyut ve başka bir dünya da benimle aynı hisleri paylaşan bir kalp ile yan yana gelince birlik, hoşgörü, deneyim ve tecrübenin ne kadar değerli bir şey olduğunu bir kez daha anladım. Dilara ile birlikte yeni bir albüm çalışmasına başladık ve en büyük temennim bu projeyi uzun yıllar beraber yaşatmak. Bir de bol bol konser vermek!
Pandemi sırasında kişisel albümleriniz, Sudaki Çığlık ve 19T’yi yayımlamıştınız. Tam kapanma dönemine denk geldiklerinden dinleyiciyle buluşma kısmı askıda kalmıştı. Yeniden sahnede olabilmek ve 31. Akbank Caz Festivali takviminde yer almak nasıl hissettiriyor?
L: Sanırım beni en çok etkileyen ve mutsuz eden kısmı bu oldu pandeminin. Konser verememek ve hep birlikte olamamak. Şimdi yavaş yavaş da olsa açılmayla, özellikle de Akbank Caz Festivali gibi çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir festivalde sahne alacak olmak tabii ki harika hissettirmekle birlikte umudumu arttırıyor! Harika müzisyenlerden oluşan ekibimizle birlikte dinleyici ve seyirciyle buluşmak için çok heyecanlıyım!
K: İkimizin solo albümleri ortalama aynı dönemde çıkmıştı ve ikimiz de aynı sıkıntıdan ötürü yaralanmış bulunduk ama geçti. Akbank Caz Festivali uzun zamandır etkinliklerine gittiğim bir organizasyon. Birbirinden değerli müzisyenler ile beraber böyle bir projede yer almak bir rap müzik icracısı olduğum için beni ayrıca mutlu ediyor! Dilara’yla beraber tüm konuklarımıza jilet gibi ekibimizle beraber unutulmaz bir gün yaşatacağız.
Peki yakın gelecekte Kamufle ve Lara Di Lara’dan nasıl yenilikler bekliyor bizi? İpuçları alabilir miyiz?
L: Sürpriz olsun.
K: Oralar tehlikeli sular! Siper alın bekleyin